Blog - Pub Medya
Blog - Pub Medya
15528
paged,page-template,page-template-blog-large-image,page-template-blog-large-image-php,page,page-id-15528,paged-4,page-paged-4,theme-bridge,woocommerce-no-js,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-title-hidden,columns-4,qode-theme-ver-12.0.1,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.2,vc_responsive

Sanal dünya ilk kullanıma açıldığından itibaren kullanıcılarına yeni ufuklar açıp; bilgi edinme, eğlenme, sosyalleşme gibi iyi yönlü etkilerde bulunsa da elbette kötü amaçlı kişiler için de çok rahat bir ortam sağladı. Görüşlerini açıkça belirttiği, normlardan farklı yaşamlar sürdüğü ya da yalnızca ünlü oldukları için paylaşımlarında hakarete varan, aşağılayıcı, negatif yorumlar alan kişiler günümüzde de bulunmaya devam ediyor. Uzun süredir bu konuda sosyal medya siteleri önlemler almaya çalışsa da halihazırda nihai bir çözüm bulunabilmiş değil. ‘’İnternet zorbalığı’’na karşı yeni bir çözüm denemesi bu sefer de Instagram’dan geldi. Kötü amaçlı yorum yapan kullanıcıların yorumlarını silmek, iş işten geçtikten sonra profillerini engellemek gibi retroaktif çözümler yerine, proaktif bir çözüm arayışına giren Instagram, kullanıcılarına belli kullanıcı gruplarını kendi profillerinde kısıtlama imkanı sunmayı amaçlıyor. Şu anda deneme aşamasında olan bu yeni seçenek, deneme grubundaki kişilerin Instagram ayarlarındaki ‘’Gizlilik’’ bölümünün ‘’Limitler’’ sekmesi altında bulunuyor. Geçici olarak istenmeyen yorum ve mesajları engelleyebileceğiniz bu özellik, kullanmak istediğinizde size limitlemek istediğiniz, Instagram içerisindeki aktivitelerine göre belli kullanıcı gruplarını öneriyor olacak. Bu grupları örnekleyecek olursak; sizi takip etmeyen kullanıcılar, sizin takip etmediğiniz kullanıcılar ve yeni takipçilerinizi söyleyebiliriz. Sosyal medyadaki linç kültürüne karşı alınan son önemlerden biri olan Instagram’ın yeni "Limitleme" uygulamasının, bahsettiğimiz linç kültürüne karşı bir savunma, aniden gelebilecek yorum ve mesaj bombardımanlarına karşı bir sığınak görevi görmesi amaçlanıyor. Şimdilik yalnızca bir test grubunca kullanılabilen bu özelliğin Instagram’a tamamen entegre edilip edilmeyeceği önümüzdeki zamanlarda belli olacak....

Gün geçtikçe çevrimiçi dünyada veri gizliliğini korumak zorlaşıyor. Hem de verilerimizin güvenliği alışılagelmiş yasa dışı yollardan değil, her gün kullandığımız sosyal medya siteleri tarafından ısrarla ele geçiriliyor ve buna izin vermemiz için teşvik, hatta tehdide varacak yöntemler uygulanıyor. Apple cihazlarına gelen iOS 14.5 güncellemesiyle, veri takibinde yeni bir çağ başlıyor. Kullanıcıların verilerine daha kapsamlı bir şekilde ulaşabilecek uygulamalar, reklam vermek isteyenler için daha optimize yöntemler geliştirebilecek. Ama bu güncelleme ile birlikte kullanıcılar, verilerin gizliliği hakkında kaygı duymaya ve yeni gelen veri takibi protokolünü kabul etmemeye başladı. Kullanıcıların bu çekincelerine karşı Facebook, uygulama içi uyarılarında bu konuya ilişkin bir not ekledi. Bu verilerin ne işe yaradığını açıklayan notta; ‘’Facebook’un ve Instagram’ın ücretsiz kalmasına destek olmak.’’ cümlesi dikkat çekiyor. Reklam bazlı bir iş modeli ile Facebook ve Instagram’ı yürütmenin, herkesin menfaatine olduğunu belirten Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, sosyal ağları ücretsiz kullanmanın en uygun yöntem olduğunu söylüyor. Bu açıklamalar her ne kadar iyi niyetli bir düşünce gibi gözükse de reklamlı iş modelinin kârlılığı da yadsınamaz bir gerçek. Yeni veri takibi protokollerinin son kullanıcılara etkisi yalnızca kişiselleştirilmiş reklamlar konusunda olacağı açıklansa da geçtiğimiz yıllardaki Facebook’un veri satışı fiyaskosunu da unutmamak ve buna göre kendi verilerimizin güvenliğini yine kendimizin sağlaması gerekiyor....

Otoritelerin çekingelerine karşı Facebook, kişisel sohbetlerin şifrelenmesi konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Gizlilik, güvenlik, insan hakları ve tüketici hakları konusunda uzmanlarla gerçekleştirdiği sanal workshop ışığında Facebook yönetimi; ‘’Tüm mesajlaşma uygulamalarımıza şifreleme getirmek için çalışıyoruz. Bu sayede kullanıcılarımızın mesajlarına alıcı ve gönderici dışında biz dahil kimse ulaşamayacak. Bu projemizde yıl içinde ilerleme kaydedeceğimizi düşünsek de Facebook Messenger ve Instagram Direct’te bu özelliğin tam olarak gerçekleşmesinin en erken 2022 yılında olacağını öngörüyoruz.’’ şeklinde bir açıklama yaptı. Bu gelişmeler kullanıcılara mesajlaşmalarının gizliliği konusunda güven duygusu yaratacak olsa da çeşitli otoriteler bu şifrelemelerin yasa dışı aktivitelerin takip edilmesini güçlendireceğini düşünüyor. 2019 Mart ayında, Mark Zuckerberg’in; ‘’Şifreleme, gizliliğe önem veren bir sosyal ağ yaratmak için çok önemli bir özellik. Şifreleme sayesinde hem biz hem de kullanıcılarımızın istemediği üçüncü kişilerin, kullanıcılarımızın özel mesajlarına ulaşmasını zorlaştıracak. Bu yüzden şifreleme, çevrimiçi hayatlarımızın bankacılıktan sağlığa kadar en önemli parçalarından biri haline geldi.’’ sözleriyle yaptığı açıklamadan sonra birçok organizasyon alarm duruma geçti ve bu değişikliklerin Facebook’u bir suç yuvası haline getireceği hakkında görüşler ortaya çıkmaya başladı. Bu gelişmeler üzerine Kasım 2019’da ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya hükümetlerinden temsilciler, şifreleme faaliyetlerinin durdurulması ile ilgili ortak bir bildiri yayımladı. Bu tepkilere karşı geri adım atmayan Facebook yönetimi, şifreleme çalışmalarını bir sonuca erdirmeye kararlı. Bu değişiklikler uygulamaya geçtiğinde korkulanlar yaşanacak mı? yoksa sosyal ağlar kullanıcıları için daha güvenli bir hale mi gelecek? bunların sonucunu 2022 yılında göreceğiz....

Bir süredir fenomen ve ünlülerin paylaştığı bazı ürünlerde etiket olarak #İşBirliği ibaresini görüyorduk. Bu konu ile ilgili bugüne kadar net bir çalışma ve regülasyon yoktu ancak artık var. Ticaret Bakanlığı'nın 5 Mayıs 2021 tarihli duyurusunun linkini aşağıda bulabilirsiniz ancak metnin özetini de sizler için yazdık. Öncelikle bu yeni regülasyon hem influencerları, hem ajansları hem de markaları ilgilendirmekte. Bu genelge ile birlikte her türlü yayın aracında (Facebook, Instagram, Twitch, Youtube, Spotify, Tiktok, Twitter vb) örtülü reklam yapılması yasaklanıyor. Bu yasaklara ek olarak doktor, diş hekimi, eczaneler ve veterinerlerin var olan reklam yasakları genişletilerek içlerine sosyal medya reklamları da dahil ediliyor. Influencerlar yaptıkları reklamı, kullandıkları mecra uyarınca takipçilerine açık ve anlaşılır şekilde göstermekle yükümlüler. Bu yükümlülüğün uygulanmasının takibinden de ajanslar ve markalar sorumlu. Bu yükümlülüklere ek olarak denenmemiş bir ürünün denenmiş gibi gösterilmesi, ispatı mümkün olmayan istatistik, araştırma ve rakamlarla reklamın yapılması, reklamda, reklamı yapılan içerikle ilgili sağlık beyanında bulunulması, hediye gelen ürünün satın alınmış gibi gösterilmesi, reklam yapanın sadece tüketiciymiş gibi bir izlenim oluşturması, reklam ibaresinin efekt ya da filtre ile kapatılması, sahte ya da var olmayan kimliklerin oluşturulması veya kullanılması da kesinlikle yasaklanıyor. Reklam eğer video ya da canlı yayın ile yapılıyorsa video içerisinde sürekli olarak veya video başlık/açıklama kısmında açık ve net bir şekilde şu ibarelerden birisine yer verilmek zorunda: “Bu video [reklam veren] reklamlarını içermektedir.” “Bu video, [reklam veren] ile ücretli işbirliğini içermektedir.” “[Reklam veren]’in destekleri ile.” “Bu ürünleri [reklam verenden] hediye olarak aldım.” “Ürünleri bana gönderdiği için [reklam verene] teşekkürler.” Reklam eğer fotoğraf ya da metin ile yapılıyorsa fotoğrafın ya da metnin...

İş dünyasının vazgeçilmez web sitesi LinkedIn, kariyerinde ilerlemek isteyenlere ve iş dünyasına girmeye çalışan çaylaklara yardımcı olmak için kolları sıvadı. COVID-19’un getirdiği olumsuzluklar, kendini geliştirmek ve kariyerinde ilerlemek isteyen bireylere büyük engeller oluşturdu. İş dünyasında yer edinmek isteyen, kariyerine önem veren kişilerin yeni eğitim ve kariyer fırsatlarına ulaşmasını hedefleyen Learning Hub’ın, 2021’in ikinci yarısında LinkedIn’e entegre edileceği duyuruldu. Şu anda beta test aşamasında olan Learning Hub, LinkedIn kullanıcılarının diledikleri kariyer ile ilgili yetenekler, eğitim fırsatları ve şirketlere daha rahat ulaşmasına olanak sağlayacak. LinkedIn’in elinde bulundurduğu verileri kullanacak bu yeni özellik, 36 bin yetenek, 24 milyon iş ilanı, 740 milyon kişilik iş dünyası bağlantılarını kullanarak, kullanıcılarına ihtiyaçları olan bilgileri ve bağlantıları sunacak. Learning Hub, bunları başarmak için üç temel konuya yoğunlaşıyor; 1 - Kişiselleştirilmiş içerik önerileri: LinkedIn profiliniz ve alakalı iş ilanlarını referans alarak, siz ve işiniz ile alakalı en önemli endüstri trendleri ve fırsatları, LinkedIn’de önünüze çıkacak. 2 - Topluluk bazlı öğrenme: Kullanıcıların kendi kariyer yollarını çizmelerine yardımcı olacak, akıl hocalarına ve bağlantılara daha rahat ulaşmasını sağlayacak. 3 - LinkedIn verilerine bağlı olarak yetenek geliştirme ipuçları: LinkedIn platformunun iş ilanları ve kullanım trendlerini, hangi yeteneklerin ve mesleklerin talep gördüğünü ön plana çıkararak, kariyerinin başlangıcında olan kişilerin, kariyerlerini hangi doğrultuda çizmeleri gerektiği ile ilgili önemli bilgiler sunacak. ‘’Learning Hub’’, LinkedIn tarafından açıklandığı şekilde çalışırsa, iş dünyasında çok yararlı bir kaynak olacak gibi gözüküyor. ...

Twitter, 2020 yılının Kasım ayında, Facebook, Instagram gibi diğer sosyal mecralarında bulunan kısa süreli gönderi modeli olan ‘’Story’’ sistemini, Fleet adıyla kendisine entegre etmişti. Twitter kullanıcıları tarafından ilgi gören ve kısa sürede benimsenen Fleetlere, geçtiğimiz ayda gelen ‘’Sticker’’ özelliği gibi yenilikler gelmeye devam ediyor. Bu konuda en son gelen yenilik ise, Fleetlerin arka planına fotoğraf ya da video ekleme özelliği oldu. Fleetlerin görsel sunumuna katkı sağlayacak ve görsel iletişim seçeneklerini artıracak bu özellik ile, anlık çektiğiniz ya da galerinizdeki fotoğraf ve videoları, Fleetiniz ile birlikte paylaşabileceksiniz. Yazdığınız yazıyı pekiştirmek, çektiğiniz fotoğrafın hikayesini anlatmak, selfienize bir not eklemek gibi işlere yarayabilecek bu özellik ile, Fleetler diğer sosyal medya mecralarının ‘’Story’’ özelliğinin popülerliğine yaklaşabilecek mi? Bunu zaman gösterecek. Fakat Twitter kullanıcıları için yeni bir paylaşım yöntemi gelmesi, mecranın canlanmasını ve yeni kullanım alanları yaratılmasını tetikleyecek gibi görünüyor. Son zamanlarda Twitter, diğer sosyal medya siteleriyle büyük bir yarış halinde. Clubhouse, Instagram ve Facebook’taki bütün sevilen özellikleri, Twitter’ın kendi içinde toplamaya çalıştığı görülüyor. Uzun vadede bu kullanıcıların yararına mı yoksa zararına mı olacak, bunu hep beraber göreceğiz. ...

Instagram, yaklaşık iki yıl önce kullanıcılarının beğeni sayılarının diğer kullanıcılara görünmesini kapatmıştı. Bu değişiklik ilk kez ortaya çıktığında birçok tepki almıştı fakat geçen zamanla Instagram kitlesi bu duruma genel olarak alıştı. Aslında deneme amaçlı yapılan bu uygulama, COVID-19 nedeniyle geri plana atıldı. Son dönemde beğeni konusu üzerine çalışmalarına yeniden yoğunluk veren Instagram, yeni bir beğeni modeli üzerine çalışmaya başladı.Yeni beğeni sisteminde; *Başka kişilerin beğeni sayılarını gizleme, *Kendi paylaşımlarınızda diğer kullanıcıların beğenilerini gizleme, *Tüm beğeni sayılarını açık bir şekilde kullanma seçenekleri sunulacak. Bu yeni sistemin deneme süreci ve hangi bölgelerde uygulanacağı hakkında kesin bir bilgi verilmemekle birlikte, bu yeni sistemin Facebook üzerinde de denenmek istenildiği açıklandı. Beğeni sayılarının gizlenmesinin amacı, Instagram kullanıcılarının paylaşımlarında beğeni kaygısı gütmemesi, düşük ya da yüksek beğeni bulunan profillerin yaşayabileceği sorunların önüne geçilmesi olarak belirtildi. Bu yeni model ile kullanıcılar kendilerine en uygun sosyal medya tecrübesini belirleyip, Instagram’ı kendi istedikleri şekilde kullanabilecekler. 2019 yılında Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey, beğeni sayılarının sosyal medya mecralarına etkisi konusunda; ‘’Eğer Twitter’ı şu anda kuruyor olsaydım, takipçi sayısını bu kadar ön plana çıkarmazdım. Beğeni sayısını da bu kadar ön plana çıkarmazdım. Hatta en başta ‘’Beğeni’’ özelliğini bile Twitter’a eklemezdim. Beğeni ve takipçi sayısı, bizim aslında dilediğimiz şeyleri, yani kullanıcıların Twitter topluluğuna sağlıklı katkılar sunmasını kısıtlıyor.’’ demişti....

Clubhouse, son dönemde en hızlı popüleriteye ulaşan ve adından söz ettiren sosyal medya mecralarından biri oldu. Kullanıcıların bu tarzda bir uygulamaya gösterdikleri ilgi de, diğer sosyal medya mecralarını bu pastadan bir pay almak için aksiyon almaya itti. Önce Twitter’ın ‘’Twitter Spaces’’ adlı Clubhouse benzeri uygulaması, ardından Facebook’un da bu tarzda bir uygulama üzerinde çalıştığı duyuruldu. Sesli medyanın devlerinden Spotify’da, bu fırsatı kaçırmayarak ‘’Locker Room’’un çatı şirketi Betty Labs’i satın aldı. Locker Room üzerinde çeşitli güncellemeler ve iyileştirmeler yapılacağını, kullanım alanının genişletileceğini belirten Spotify, Locker Room’da müzik, spor ve kültürel faaliyetlere ağırlık vereceğini açıkladı. Spotify AR-GE’nin başında bulunan Gustav Söderström, Spotify kullanıcılarının canlı formatta, içerikler üzerine talepleri olduğunu, bu talepleri karşılayabilecekleri için çok heyecanlı olduğunu belirtti. Ünlü müzisyenler, sporcular, yazarlar gibi kişilerin söyleşi ve paneller yapması amaçlanan Locker Room’u Clubhouse’dan ayıran çok önemli bir özelliği daha var. Bu fark, Locker Room’un, Clubhouse aksine Android cihazlarda da kullanılabiliyor olacak olması. Android cihaz kullanan kullanıcılar, Clubhouse’a alternatif olarak Locker Room’u tercih edebilecekler. Ayrıca halihazırda Clubhouse kullanan kullanıcıların da, daha geniş bir kitleye hitap ettiği için Locker Room’a geçebileceği düşünülüyor. Clubhouse alternatifleri, Clubhouse’u geçebilecek mi bilmiyoruz ama, bu yeni trendin peşinden birçok yeni ‘’Clubhousevari’’ uygulamanın ortaya çıkmaya devam edeceğini öngörebiliyoruz....

Günümüzün en popüler sosyal medya mecralarından Instagram, kullanıcılarına bir yenilik daha getiriyor. Yalnızca 13 yaş ve altındaki çocuklara hitap edecek bu yeni platform, çocukların güven içinde Instagram kullanabilmesini hedefliyor. Şirket içi bir yazışmanın internet ortamına sızması üzerine ortaya çıkan bu çalışma, insanlar tarafından sosyal medya mecralarında paylaşılmaya başlandıktan sonra, Instagram’ın başkanı Adam Mosseri, bu yazışmaların doğru olduğunu ve çocuklar için Instagram projesi üzerinde çalıştıklarını onayladı. Bu çalışmanın başına, daha önce Google’da YouTube Kids gibi, yine çocuklara özel mecralar üzerinde çalışan Pavni Diwanji geçecek. Şu anda adı kesinleşmemiş, çocuklar için özelleştirilecek Instagram modelinde, Facebook’a 2017 yılında eklenmiş olan ‘’Messenger Kids’’’de olduğu gibi, kullanıcı 13 yaş altı çocukların aileleri tarafından yönetilebilecek bir kontrol mekanizması olacağı belirtildi. Bu çalışmaların haberinin topluma yansıması, beraberinde birçok soru işareti getirdi. Bunların başında, çocukların kişisel verilerinin korunması konusundaki endişeler ve bu mecralardaki reklam politikalarının nasıl işleyeceği yönünde. Bunun dışında, çocuklar arasında yaşanabilecek zorbalık problemine karşı da, Instagram’ın nasıl bir önlem alabileceği de akıllara takılan konulardan biri. Messenger Kids’de 2019 yılında yaşanan bir hata sonucu, çocukların yetkilendirilmemiş kişiler ile bağlantı kurmaları üzerine büyük bir kriz yaşanmıştı. Bunun tekrarlanmaması için Instagram üzerinde ne gibi önlemler alınacağı da bir merak konusu. Henüz, çocuklar için Instagram sürümünün ne zaman yayınlanacağı hakkında bir açıklama yapılmadı....

Son yıllarda kendini en çok yenileyen uygulamalardan biri olan Twitter, şimdi de son zamanların popüler uygulaması olan, sesli sohbet özelliği ile dikkat çeken ve sadece davet ile üye olunan Clubhouse uygulamasına rakip olmaya hazırlanıyor. Twitter’ın Spaces ismini verdiği bu özellik ile kullanıcılar, kendi ilgi alanlarındaki sohbet odalarına girebilecekler. Beta sürümü, Kasım 2020 tarihinde yayınlanan Twitter Spaces, sınırlı sayıda IOS kullanıcısına açılmıştı. 2 Mart 2021 tarihinde de Android kullanıcılarının deneyimine sunulan Twitter Spaces’i nisan ayında tüm Twitter kullanıcıların kullanımına açılacak. Herkese açık olacak ve aynı zamanda Android cihazlarda da kullanılabilecek olan Twitter Spaces, bu iki özelliği ile hala yalnızca davetle girilebilen ve sadece iOS kullanıcılarına açık olan Clubhouse’u geride bırakacak gibi gözüküyor. Üstelik Twitter Spaces; moderatörler için destek ekibi, planlama seçenekleri gibi ayrıcalıkları da kullanıcılarına sunacak. Clubhouse uygulamasının en büyük eksikliği olarak görünen özellikler, Twitter Spaces’de karşımıza çıkacak. Clubhouse Hakkında: 2020 yılında Alpha Exploration Co. Tarafından geliştirilen Clubhouse, kullanıcılarına sadece sesli sohbet imkânı sağlayan bir uygulama. Sadece davet ile giriş sağlanan Clubhouse, kullanıma açıldığından bu yana IOS kullanıcıları tarafından en çok indirilen uygulamalar arasında yerini aldı. Hala Android kullanıcılarına hizmet vermek için çalışmaları devam eden Clubhouse, güncel 3,5 milyon indirmeye sahip. Twitter Hakkında: 280 karakter ile insanların düşüncelerini ifade ettiği, ilk çıktığı yıllarda ''İnternetin SMS’i'' olarak adlandırılan, 2006 yılından beri kullanıcılarına hizmet veren, Twitter; son yıllarda hem yaptığı güncellemeler ile hem de bünyesine kattığı özellikler ile en çok kullanılan uygulamalar arasında yerini aldı....